AIKIDO’YU TANIYALIM
Aikido, kadim samuray savaş sanatlarının günümüze taşınmış ve modernize edilmiş halidir. Artık bir “disiplin sanatı” dır. Japonya’daki diğer savaş sanatları gibi, aikido sadece kendini korumak için değil, aynı zamanda ruhsal gelişim için de bir öğretidir.
Aikido adı, üç kanjiden oluşmaktadır: 合 ai 気 ki 道 dō. Bir bütün olarak da anlamı “yaşam gücüyle bütünleşme yolu” dur.
Samsun Aikido olarak yüzyılların geleneğini Samsun’da sizinle buluşturmanın heyecanını duyuyoruz. Modernleştirilmiş bir Japon Savunma Sanatı olan Aikido, kültürümüze en yakın disiplindir. Her yaş grubundan kişiler ve özellikle çocuklar üzerinde çok değerli ve olumlu etkileri bulunmaktadır.
Müsabakası olmadığından kişiler kendileri ile mücadele ederler. Kendini adım adım daha iyi tanımaya başlarlar.
Aikido, uyum’un yoludur.
NEDEN AIKIDO?
Süreklilik, gelişime açıklık, kendini yenileme gibi, belki de aklıma gelen birçok süreklilik ve ilerlemeyi ifade eden terim ve imgelemle anlatabileceğim uzun bir yolu içeriyor olması, Aikido’yu özel kılıyor. Neden Aikido, sorusunun cevabı daha çok içsel aslında.
Çevremizdeki tüm kemikleşmiş yapıları, kişi benliğini, toplumsal kurumları sömürmeyi hedefleyen, çağımızın kültürel sorunu “popüler kültür” araçlarına ve diğer tüm geleneksel yapılara/oluşumlara/alışkanlıklara karşı bir isyandır Aikido.
Aikido, yıllar boyu çalıştığınız halde, sıkılmadan ve hatta ufkunuzun genişleyeceği şekilde yeni şeyler öğrenmeye devam edeceğiniz bir sanat. Bir “savaş sanatı”, ancak içine tüm bir geleneği ve kültürünü sığdırmış, aynı zamanda da gelişmeye ve geliştirmeye açık bir savaş sanatı. Bir “katana”yı “saya(koruyucu)”sından hareket ettirmek için parmağınızın o en küçük hareketinin bile bir anlamı var; bir kopuşu ve önlenemez başlangıcı, yani kılıcın düşmana doğru atağını simgeliyor. Ve bunun sonucu Samuray için bir hüsran. Çünkü samuray, her kılıç darbesinde, kendi ruhundan da bir parçanın yok olduğuna inanır. Yani insanı yönelen tehlikeli bir atağın, samurayın kendine de büyük zararı olduğuna inanır ki; ruhun, bu dünyadaki en önemli varlığımız olduğunu göz ardı etmeden incelememek gerekir. Ve daha birçok derin ifadeler…
Ruhunuzla, bedeninizle hatta rakibinizin, “uke”nizin ruhu ve bedeni ile “uyum”u amaç ve yol edinmiş bir disiplin sanatı.
İşin içine uyum girdiğinde, iş başlı başına felsefi boyut kazanıyor; biraz daha kendinizi keşfetmeye yönelik bir gayret ve amaca yöneliyor. Bu yolun bir sonu yok. Siz çalışmak ve öğrenmek istediğiniz sürece devam eden ve eğiten bir yol. Diğer birçok şiddete bulaşmış yolların dışında, Aikido, sizi bir iç disipline ve yeniden organizeye başlatır. Bir savaşçı olmaya adım atarsınız. Siyah ve beyazın üzerine kurulu bir dünya yaşamında, herşeyin bir savaş olduğunu düşünebilirsiniz. Aikido ile bu savaşa her koşulda hazır olacak bir mentalite sahibi olursunuz. Popüler bir kavramsallaştırma olan “Yaşam boyu öğrenme” tam da Aikido Felsefesini kapsar. Gaku Homma Sensei’nin de anlatmaya çalıştığı gibi; temel tekniklerden “Tai Sabaki(dönüş)” hareketinde, sadece dönüş becerisi kazanmak değil, çevre algısının da kuvvetlenmesini ve çevreyi “görmeyi” öğrenirsiniz. Gerçek hayatta çevreyi algılamayı, tehlikeleri görebilmeyi de öğrenirsiniz. Yani yaşam savaşına hazırlanırsınız.
Aikido’da, müsabaka yoktur. O’sensei, herhangi bir müsabıklık sürecinde insanlar arası rekabeti ve savaşma azmini, kişilerin gözlerinde görmüş ve bunu engellemek için müsabakaları yasaklamıştır. ( Bana göre, tabiatımız gereği birlikte yaşamamız gereken uyumun bozulacağını hissetmiştir). Bir şekilde başarılı olmak, bu duyguyu tatmak, bir müsabakada ödül almak, insanın kişiliği gereği bir nevi ihtiyaçtır. Ancak rekabetin üstünlük sağlama yarışına girmesi ve bunun uğruna karşıdakinin insan olduğunu, arkadaşı olduğunu unutması büyük bir sorundur.