JIU JUTSU NEDİR?
Japon dilinde “ince sanat” anlamına gelmektedir. Çok eski bir Uzakdoğu Dövüş Sanatıdır. İlk olarak Çin’de tatbik edilmiş, fakat Japonya’da geliştirilmiştir.
Bazı araştırmacılar Jiu-Jitsu’nun bu ilkel metodları sayılabilecek hareketlerin, 1600-1645 yılları arasında, Ghen-Phin adlı bir Çinli tarafından tatbik edildiğini ileri sürerler.
Jiu-Jitsu konusunda, günümüze kadar ulaşan bazı belgelerde ilgi çekici olaylardan biri de şudur: Yashitoki adında bir hekim, Nagazaki (Japonya)’den, Pekin (Çin)’e yolculuk yapmaya karar verir. Çin’de bulunduğu sıralarda, Ha-Kutey adlı bir Çinli’den öğrendiği “Teh” (Jiu-Jitsu’nun ilk hareketleri)’leri tatbik için çok güçlü olmak gerektiğini fark eder. Bu arada bir olay, Yashitoki’nin ilgisini çeker; bir söğüt ile bir kiraz ağacının durumu…! Kiraz ağacının dalları güçlü-kalın fakat fırtınaya dayanamıyor, kırılıyor. Söğüt dalları ise ince olduğu halde eğiliyor-bükülüyor fakat kırılmıyor. Yashitoki, şahit olduğu bu basit tabiat olayından, şu önemli sonuca ulaşır: Çevik ve esnek (yumuşak kaslı) bir insan güçsüz de olsa, güçlü hasmını alt etmek imkanına sahip olabilir. Yashitoki, bu gözleminden sonra, 3 ay süreyle diğer insanlardan uzak kalır ve söğüt ile kiraz ağacının dallarının felsefesini geliştirir. Böylece Jiu-Jitsu’nun ilkeleri doğar. Bu iki olayı göz önünde bulunduracak olursak; Jiu-Jitsu’nun Çin’de doğduğunu, fakat Japonya’da geliştiğini kabul etmemiz gerekir.
Japonya’da Jiu-Jitsu:
Yashitoki, Japonya’da ilk olarak “büyük bir güç sarf etmeden güçlü bir hasmı yenebilme” metotlarını öğreten bir okul kurmuştur. Okulun adı “Yashin-Ryou”dur. Henüz Jiu-Jitsu isim olarak ortada yokken, Yashin-Ryou’yu başka okullar ve kulüpler takip etmiştir. Bunların başlıcaları; “Kumaishi”, “Kuguseku”, “Jaudare”, “Tajitsu” ve bu sistemlerin arasında en yaygın ve köklü olanı, “Jiu-Jitsu”dur. Bugün artık bütün dünyada benimsenip, sevilen bir sportif savunma sanatı olarak kabul edilen Jiu-Jitsu’dan başka, Japonya’da kendi sistemleriyle Japon Güreşi’ni tatbik eden okullar da vardır. “Tenehin Shindo- Ryou”, “Kiraku-Ryou”, “Aroto-Ryou” gibi…
Japon Yamamato’nun oluşturduğu Jiu-Jitsu teknikleri 3 gruptan ibarettir:
- Shodan: Alt seviye
- Chudan: Orta seviye
- Judan: Üst seviye
Tenehin Shindo-Ryou okulunun kurucusu Okayama Hechiropi, yedi yıl bir usta ile çalışmış, kendisinden bu sportif sanatı öğretecek, çırak yetiştirecek duruma geldiğine kanaat getirince, ülkenin bütün köşelerine uzanarak, Jiu-Jitsu’nun inceliklerini öğretmiş, bu arada Jiu-Jitsu tekniklerine yenilerini ekleyerek 126’ya yükseltmiştir. Doksan dokuz yaşında ölen Okayama, ölümüne kadar kendini bu sisteme adamıştır.
1878 yılında, Tokyo Üniversitesi profesörlerinden Dr. Baelz ve Jigaro Kano Jiu-Jitsu’ya ilaveler yaparak, yepyeni bir mahiyet verdiler. Jigaro Kano 1880’de üniversitedeki rektörlük görevinden ayrıldıktan sonra “Kodokan Enstütüsü”nü kurdu. Kodokan “Yolun Talimi” anlamında kullanılmakta. “Yol”dan kastedilen, hayattır.
Jigaro Kano’nun Jiu-Jitsu’ya kazandırdığı prensipler sayesindedir ki, bu sistem sadece bir hasmını yenilgiye uğratması için bir takım hareketleri öğrenip, tatbik etmesi değil, ondan daha önemli olmak üzere; fikri ve manevi üstünlüklere sahip olarak, özel hayatlarında da üstünlüğe ulaşmayı sağlayan bir bilim haline gelmiştir. Jiu-Jitsu, aynı zamanda zeka ve ruh üstünlüğünüde ön planda tutan bir Savunma Sanatı’dır. http://www.dovussanati.com/jiu-jitsu.html
Savunma sanatının temel taşları Yunanistan, Çin ve Japonya’ya kadar gider. Dolayısıyla Jiu Jitsu’nun kaynağı bir kişiye, bir gruba ya da bir zaman dilimine atfedilemez. Çünkü Jiu Jitsu farklı tarihsel zamanlarda ve çeşitli kültürlerde sezgisel olarak ortaya çıkmış ve son olarak Brezilya’da geliştirilmiş bir savunma sanatıdır.
Milattan önce 2000 yıllarında hayatın her şekline derin saygısı olan Budist rahipler, saldırgana zarar vermeden bir saldırıyı durdurma amaçlı bir kişisel savunma sistemi olarak Jiu Jitsu’yu kullanmışlar. Böylece Jiu Jitsu, Budizmin gelişmesine paralel olarak Asya kıtasından Çin’e oradan da Japonya’ya doğru yayılmış.
Japonya’da Samuraylar arasında silahlı ve zırhlı düşmanı yenmek için bir metot olarak gelişen Jiu Jitsu sayesinde bir düşmanı etkisiz hale getirmenin en etkili yolunun düşmanı yere atmak ve eklemlerine bazı tekniklerin uygulanması olduğu öğrenilmiş. https://indigodergisi.com/2019/11/brazilian-jiu-jitsu-nedir/
BRAZILIAN JIU JUTSU NEDİR?
Brezilya jiu-jitsu’su (BJJ) veya (Portekizce: jiu-jitsu brasileiro) bir savaş sanatı ve dövüş sporu sistemi olup tutuşlar, boğma, atma ve yer pozisyonları ile döğüş yapma üzerine teksif olmaktadır. Brezilya jiu-jitsu’su, Kodokan judo ustaları olan Takeo Yano, Mitsuyo Maeda, Soshihiro Satake gibi ustalar tarafından Kodokan judo dövüş sanatının yer pozisyonlarını (newaza) temel alıp geliştirilmiş ve öğretilmeye başlanmıştır. https://tr.wikipedia.org/wiki/Brezilya_Jiujitsusu
1914 yılında ise Japon dövüş sanatları ustası Maeda’nın Brezilya’ya yerleşmesi ve Carlos Gracie’ye bu sanatı öğretmesi ve akabinde Gracie Ailesi tarafından geliştirilmesi ile ortaya çıkmış.
Japon dövüş sanatları ustası Maeda Brezilya’ya göç ettiğinde önce sirklerde çalışmaya başlıyor ve kendinden çok daha iri ve güçlü adamları yenmesi ile dikkat çekiyor. Gracie Ailesi’nin de dikkatini çeken Maeda’ya baba Gracie oğlu Carlos’u eğitmesi için emanet ediyor. Böylece Carlos Gracie Maeda’nın ilk Jiu Jitsu öğrencisi oluyor. Carlos Gracie, siyah kuşak olana kadar Maeda’dan eğitim alıyor. Sonra kardeşlerine öğretiyor ve Gracie Kardeşler dojolara giderek Jiu Jitsu’nun diğer dövüş sporlarından daha iyi olduğunu göstermeye çalışıyorlar. Böylece Japonya’dan gelen Jiu Jitsu, Gracie Ailesi ile Brezilya’da yayılmaya başlıyor. Yani bir dövüş sanatı doğmuş bu şekilde.
Dövüşürken ya da savaşırken amaç ayaktaki adamı yere yıkmak ve yerdeki adamı eklemlere uyguladığınız baskıyla boğmaktır ya da boyna uyguladığınız baskıyla pes ettirmektir. BJJ’nin çıkış noktası bu.
BJJ ile klasik yani Japon Jiu Jitsu’su arasında farklar var. BJJ tamamen tekniğe dayalıdır ve tekniklerin uygulanması daha kolay olduğundan gücün önemi yoktur. Bugün BJJ’de 4 bine yakın teknik vardır. Japon Jiu Jitsu’su ise daha çok güce dayalıdır ve teknik sayısı daha azdır.
Kuşak Sistemi
Öğrencinin kuşak sistemi beyaz kuşak ile başlar bir yıl sonra mavi kuşak olur. Mavi kuşakta iki yıl kalır ve mor kuşağa geçilir. Mor kuşağın süresi 1,5 yıldır ve sonra Kahverengi kuşak alınır. Bir yıl kahverengi kuşakta kaldıktan sonra Siyah kuşak alınır. Siyah kuşaktan sonra Siyah-Kırmızı kuşak alabilmek için yaklaşık 31 yıl yanı yedinci dan beklenir ve sonunda Siyah-Kırmızı alınır. Yedi yıl Siyah-Kırmızıda kalınır ve Kırmızı-Beyaz kuşak alınır. Üç yıl da Kırmızı-Beyazda kalınır sonra Kırmızı kuşak hak edilir. Fakat Kırmızı kuşak sadece bu sporun geliştiricilerine verilmiştir. Sadece Gracie ailesi bu kuşağa sahiptir. https://indigodergisi.com/2019/11/brazilian-jiu-jitsu-nedir/ Gökçehan Kırbaç ile söyleşiden alıntılanmıştır.